Kimse onu ilk gördüğünde anlam veremedi. Daha doğrusu onu tamamen farklı bir markanın üyesi bile sandılar. Onları yanıltan kırmızı renkli gövdesine taktığı beyaz tavan şapkası ve boyutlarıydı. En çok şaşırtan ise bir Skoda olduğunu öğrenmeleriydi…
Volkswagen Grubu’nun kanatları altına geçtikten sonra geliştirdiği en popüler modellerden biri olan Fabia, son nesliyle artık olgunluğunun doruk noktalarına ulaşmış durumda. Bugüne kadar kendisini sadece küçük boyutlu, kullanışlı, ekonomik ve dayanıklı bir otomobil olarak kendisini tanıtan Fabia, yeni nesliyle artık bu kalıpların dışında zamanın gereklerine ve isteklerine de kulak veren bir model haline geldiğini vurgulamak istiyor.
Günceli yakalama durumu
Yukarıda felsefi ve biraz da kitapsal bilgi gibi görünen lafları nasıl birbiri ardına sıraladım ben bile bilmiyorum, ancak bildiğim bir şey varsa artık Fabia günü yakalamış durumda.
Tasarım açısından bakıldığında önden, üreticinin yeni ve ilgi çekici modeli Roomster ile aynı çizgileri taşıyan Fabia, bu haliyle biraz sinirli bir görünüşe kavuşmuş. Sert hatlı bu görüntü, yanlara doğru gelindiğinde de pek bozulmamış. Yüksek olduğu her halinden anlaşılan Fabia’nın profili, genç bir otomobil olduğunu vurgulamak açısından önem taşıyor. Arkaya gelindiğindeyse ön ve yanlardaki tasarım heyecanı, yerini durgunluğa bırakıyor. Zira iri arka stoplar ve bagaj kapağı tasarımı, üzerinde pek de kafa yorulmamış hissi veriyor.
Araçta isteğe bağlı özellikler arasında yerini alan, gençler ve farklılaşmak isteyen kadın sürücüler için düşünülen farklı tavan rengi özelliği, başlangıçta da söylediğimiz gibi onun başka markalarla karıştırılmasına yol açan bir faktör. Mini ve Lancia gibi. Ancak otomobillerde farklılığın çoklu formulü henüz geliştirilmediğinden, Skoda bildiklerden yola çıkmış. Yakışmamış mı? Yakışmış elbette…
İç mekandaysa gerçeği söylemek gerekirse tanıdık yüzleri görmek mümkün. Roomster’dan göstergeler, Volkswagen Grubu araçlarından alınan klima ve müzik sistemi bunların başında geliyor. Modern ve ku
llanışlı olan bu ön göğüs, çift renkli. Keşke plastiği biraz daha yumuşak dokunuşlu olsaydı...
Geniş oturma alanı
İç mekan genişliği, sınıf boyutlarının üzerinde olan Fabia’da, eşya koyma yerleri konusunda cimri davranılmamış olması sevindirici. Örneğin, bakınız çift torpido gözü...
Eski Fabia’nın temelleri üzerine geliştirilmesine karşın eskisinden daha geniş ve uzun olan boyutları, yolculara daha fazla diz mesafesi olarak yansıtılmış. Bunu, araca oturanlar da bizzat söylüyor.
Bagaj da, sınıf ölçütlerinde hayli geniş sayılır. 300 litrelik hacim, koltuklar yatırılınca büyütülebiliyor. Ayrıca pandizot yani bagajı gizleyen parçanın farklı konumlarda ayarlanabilmesi sayesinde bagajı ikiye bölmek de olası. Tabii “dar alanda kısa paslaşmalar” misali bir durum, ama olsun.
İç mekanı, motor sesini alt devirlerde çok fazla yansıtmıyor. Yani sessiz olduğu söylenebilir. Rüzgar sesinin de fazlaca duyulmadığı iç mekanda, zaman zaman gelen plastik sesleri ise aracın genel imajını pek bozmuyor. Süspansiyon ise orta sertlikte seçilmiş. Yani çok yumuşak değil ve bazen kasislerde zıplamalar olabiliyor.
Tanıdık motor ve performans
Kullandığımız araç, Fabia’nın dizel seçeneklerinden birini oluşturuyor. 70 ve 80 HP seçeneklerinden bize düşen 80 HP’lik olanıydı. Daha önceki nesilde ve gerek markanın gerekse de VW’nin bazı modellerinde kullanılan bu üç silindirli 1.4 lt motor, buna karşın farklı çalışma sesiyle biraz alışılmakta zorluk çektirebiliyor. Bununla birlikte motorun özellikle 2000 devir sonrasındaki ataklığı, kendisini çabuk affettirmeyi başarıyor.
Üç silindirli motor olmasına ve bu ataklığına karşın, 45 litrelik deposuyla aracı rahat bir şekilde, üstelik karma kullanıma rağmen 750 km götürmeyi başarıyor. Bu da, hiç yabana atılacak bir rakam değil gibi görünüyor. Nitekim “efendi” kullanımla, bu kilometreyi artırmak gibi bir şans her zaman mevcut.
Aracın yumuşak geçişli ve kısa oranlı vites kutusunun da, bu konudaki başarısını unutmayalım tabii. Yoksa gücenir!
Sürüş açısından süspansiyonunun sertliği sayesinde virajlarda dengesini ve çizgisini koruyan Fabia, direksiyon sistemiyle de gayet başarılı. Buna, fren performansını da eklemek yerinde olur.
Tüm bunların ışığında, aracın Fabia’dan aldığı ünü yukarılara taşıyacağı kesin gibi görünüyor. Ancak bunun için fiyat açısından da makul seçenekler ortaya konulmalı diye düşünüyorum. Bizim test aracımızın fiyatı 35 bin YTL civarındaydı.
Neleri Var?
Çift hava yastığı, ABS, uzaktan kumandalı merkezi kilit, yarı-otomatik klima, yükseklik ve derinlik ayarlı direksiyon simidi, yükseklik ayarlı sürücü koltuğu, harici müzik sistemi bağlantısı, elektrikli camlar, ısıtmalı ve elektrikli yan aynalar, radyo/CD/MP3 çalar vs...
Volkswagen Grubu’nun kanatları altına geçtikten sonra geliştirdiği en popüler modellerden biri olan Fabia, son nesliyle artık olgunluğunun doruk noktalarına ulaşmış durumda. Bugüne kadar kendisini sadece küçük boyutlu, kullanışlı, ekonomik ve dayanıklı bir otomobil olarak kendisini tanıtan Fabia, yeni nesliyle artık bu kalıpların dışında zamanın gereklerine ve isteklerine de kulak veren bir model haline geldiğini vurgulamak istiyor.
Günceli yakalama durumu
Yukarıda felsefi ve biraz da kitapsal bilgi gibi görünen lafları nasıl birbiri ardına sıraladım ben bile bilmiyorum, ancak bildiğim bir şey varsa artık Fabia günü yakalamış durumda.
Tasarım açısından bakıldığında önden, üreticinin yeni ve ilgi çekici modeli Roomster ile aynı çizgileri taşıyan Fabia, bu haliyle biraz sinirli bir görünüşe kavuşmuş. Sert hatlı bu görüntü, yanlara doğru gelindiğinde de pek bozulmamış. Yüksek olduğu her halinden anlaşılan Fabia’nın profili, genç bir otomobil olduğunu vurgulamak açısından önem taşıyor. Arkaya gelindiğindeyse ön ve yanlardaki tasarım heyecanı, yerini durgunluğa bırakıyor. Zira iri arka stoplar ve bagaj kapağı tasarımı, üzerinde pek de kafa yorulmamış hissi veriyor.
Araçta isteğe bağlı özellikler arasında yerini alan, gençler ve farklılaşmak isteyen kadın sürücüler için düşünülen farklı tavan rengi özelliği, başlangıçta da söylediğimiz gibi onun başka markalarla karıştırılmasına yol açan bir faktör. Mini ve Lancia gibi. Ancak otomobillerde farklılığın çoklu formulü henüz geliştirilmediğinden, Skoda bildiklerden yola çıkmış. Yakışmamış mı? Yakışmış elbette…
İç mekandaysa gerçeği söylemek gerekirse tanıdık yüzleri görmek mümkün. Roomster’dan göstergeler, Volkswagen Grubu araçlarından alınan klima ve müzik sistemi bunların başında geliyor. Modern ve ku
llanışlı olan bu ön göğüs, çift renkli. Keşke plastiği biraz daha yumuşak dokunuşlu olsaydı...Geniş oturma alanı
İç mekan genişliği, sınıf boyutlarının üzerinde olan Fabia’da, eşya koyma yerleri konusunda cimri davranılmamış olması sevindirici. Örneğin, bakınız çift torpido gözü...
Eski Fabia’nın temelleri üzerine geliştirilmesine karşın eskisinden daha geniş ve uzun olan boyutları, yolculara daha fazla diz mesafesi olarak yansıtılmış. Bunu, araca oturanlar da bizzat söylüyor.
Bagaj da, sınıf ölçütlerinde hayli geniş sayılır. 300 litrelik hacim, koltuklar yatırılınca büyütülebiliyor. Ayrıca pandizot yani bagajı gizleyen parçanın farklı konumlarda ayarlanabilmesi sayesinde bagajı ikiye bölmek de olası. Tabii “dar alanda kısa paslaşmalar” misali bir durum, ama olsun.
İç mekanı, motor sesini alt devirlerde çok fazla yansıtmıyor. Yani sessiz olduğu söylenebilir. Rüzgar sesinin de fazlaca duyulmadığı iç mekanda, zaman zaman gelen plastik sesleri ise aracın genel imajını pek bozmuyor. Süspansiyon ise orta sertlikte seçilmiş. Yani çok yumuşak değil ve bazen kasislerde zıplamalar olabiliyor.
Tanıdık motor ve performans
Kullandığımız araç, Fabia’nın dizel seçeneklerinden birini oluşturuyor. 70 ve 80 HP seçeneklerinden bize düşen 80 HP’lik olanıydı. Daha önceki nesilde ve gerek markanın gerekse de VW’nin bazı modellerinde kullanılan bu üç silindirli 1.4 lt motor, buna karşın farklı çalışma sesiyle biraz alışılmakta zorluk çektirebiliyor. Bununla birlikte motorun özellikle 2000 devir sonrasındaki ataklığı, kendisini çabuk affettirmeyi başarıyor.
Üç silindirli motor olmasına ve bu ataklığına karşın, 45 litrelik deposuyla aracı rahat bir şekilde, üstelik karma kullanıma rağmen 750 km götürmeyi başarıyor. Bu da, hiç yabana atılacak bir rakam değil gibi görünüyor. Nitekim “efendi” kullanımla, bu kilometreyi artırmak gibi bir şans her zaman mevcut.
Aracın yumuşak geçişli ve kısa oranlı vites kutusunun da, bu konudaki başarısını unutmayalım tabii. Yoksa gücenir!
Sürüş açısından süspansiyonunun sertliği sayesinde virajlarda dengesini ve çizgisini koruyan Fabia, direksiyon sistemiyle de gayet başarılı. Buna, fren performansını da eklemek yerinde olur.
Tüm bunların ışığında, aracın Fabia’dan aldığı ünü yukarılara taşıyacağı kesin gibi görünüyor. Ancak bunun için fiyat açısından da makul seçenekler ortaya konulmalı diye düşünüyorum. Bizim test aracımızın fiyatı 35 bin YTL civarındaydı.
Neleri Var?
Çift hava yastığı, ABS, uzaktan kumandalı merkezi kilit, yarı-otomatik klima, yükseklik ve derinlik ayarlı direksiyon simidi, yükseklik ayarlı sürücü koltuğu, harici müzik sistemi bağlantısı, elektrikli camlar, ısıtmalı ve elektrikli yan aynalar, radyo/CD/MP3 çalar vs...
milliyet
